tükenmişlik sendromu

Çarkı Tersine Çevirme Yöntemleri

Bazen ebeveynler küçük çocuklarının evde yaşananlarla ilgili nelerin farkında olabilecekleri ile ilgili bana sorular yöneltirler.

“Biz hiç oğlumuzun yanında bu konuları konuşmuyoruz. Etkileniyor olabilir mi yine de?”
“Üzüntülü olsam da belli etmemeye dikkat ediyorum, yine de bana “ Anne sen mutlu musun diye soruyor. Gerçekten anlamış olabilir mi?”
“Kızımıza bu stresli durumu yansıtmamaya gayret ediyoruz. Yine de fark etmiş olabilir mi?” gibi.

Genelde ebeveynlere bir benzetme ile bunu anlatmayı seviyorum. Hayatımız tüm evimizdeki eşyalar ise, küçük çocuklarımız için hayat evdeki sehpa ve üzerindekilerden ibaret. Bu sehpada diyelim ki bir çay bardağı bir kaşık, bir de biblo olsun. Evdeki tüm eşyalar yetişkinlerin hayatının içindeki tüm insanlar ve olaylar dersek dikkatimizi vermemiz gereken ne kadar çok şey olduğunu da hatırlarız.

Küçük çocuklarımız için ise esas eşyalar sadece biziz, yani anne-babaları. Anne-babaları onların baş kahramanı, onların hayatı olan sehpadaki az sayıdaki birkaç objeden bir kısmı da bizi temsil ediyor yani.

Dolayısıyla hayatımızdaki olan her türlü değişimi çocuklarımız derhal farkına varırlar; kaşık azıcık sağa gitse, biblo ortadan biraz kenara doğru çekilse anlayacaklardır.

Çocuklarımızı karşımıza alıp yetişkin gibi detaylı bir şekilde olanı biteni anlatmayı önermiyorum. Bu çocuk olmaya izin vermemek, onlardan zamanından önce büyümelerini beklemek olurdu.

Ancak duygularımızın çalkantılı olduğu, tükenmiş hissettiğimiz anlarda bu kaygı ve duygu yoğunluğunun çocuklarımıza filtresiz bir şekilde aktığını bilmeniz önemli.

Kaygının bir tanımı acıyı ve üzüntüyü hayal etme kapasitesidir. Eğer son zamanlarda bu kapasitenizin arttığını fark ettiyseniz “Tükenmişlik Sendromu“ndan muzdarip olabilirsiniz. Yapı olarak her şeyi kusursuz yapma isteğiniz ve aşırı gelişmiş bir görev duygunuz varsa, üzerine bir de hayır demekte zorluk çekiyorsanız bu duruma meyil ayrıca yüksek olacaktır.

STRESİN İYİSİ VAR MI?

Bir miktar kaygının iyi, hatta başarı için elzem olduğunu söylüyor araştırmacılar. Rehavet hissine kapılmamızı engelleyen az miktarda performans kaygısı bizi başarılı kılıyor. Aşağıdaki tabloda bunu görebilirsiniz.

kaygı skalası

Ancak kantarın topuzu eğer kaçarsa bu hem bizi, hem çocuklarımızı olumsuz yönde etkileyecektir.

Türk kültüründe yaygın olan kendinden fazla çocuklarını düşünme refleksi burada bir çare olabilir diye düşünüyorum :)

Çocuklar en çok yaptıklarımızdan öğrenir, söylediklerimizden değil, malum. Bir adım daha gidip hissettiklerimizden de etkilenir diyoruz ayrıca.

O yüzden eğer şu an kendinizi toplamak için güçsüz hissediyorsanız, ve küçük çocuklarınız da varsa onların da psikolojisinin üzerindeki etkinizi hatırlayarak ha gayret deseniz?

TÜKENMİŞLİK SENDROMUYLA BAŞA ÇIKMAK

Adımlar çok küçük olabilir.. .

  • Günde sadece 20 dakika kendinize ayırın. Bu alışkanlık oturunca bir yarım saat. Tükenmişlik sendromunda olduğumuzda kendimize zaman ayırmayı ihmal ederiz. Bu zamanda neleri yapmak sizi besler? Sevdiğiniz bir arkadaşınızı aramak, güzel bir banyo, belki sevdiğiniz bir müzik eşliğinde bir çay içmek?
  • Yardım alın. İstemekten çekinmeyin. Güçlü insanlar tekrar güç kazanmak için zor zamanlarda yardım isteyenlerdir. Her zaman kaya gibi sağlam bir şekilde, dağları devirmemiz gerekmiyor. Acaba hayatınızda bölüştürebileceğiniz hangi sorumluluklar var? Tüm gün içinde yaptığınız işleri listeleyip bir bakın. Acaba hangilerini delege edebilirsiniz?
  • Çalışma yoğunluğunuz sebepli bir duygusal çökkünlük yaşıyorsanız alternatifleri araştırmaya ne dersiniz? Sizi mutlu eden nasıl bir iş olabilir? Ya da eğer halihazırdaki kendi işinizse iş modelinizi sizi tüketmeyecek şekilde nasıl değiştirebilirsiniz?
  • İsteklerinizin, ihtiyaçlarınızın ne kadarını ifade ediyorsunuz? Kurduğunuz cümlelere dikkat edin, nasıl mesajlar veriyorsunuz. Ben diliyle iletişim ya da “Şiddetsiz İletişim” (Rosenberg, M) konusunda okumak, iletişim becerilerinizi geliştirmek sizi bu süreçte destekleyecektir.

Esasen minik molalar alma alışkanlığını hayata geçirmek tükenmişlik sürecine girmekten bizi alıkoyacağı gibi çocuklarımızın kendi özbakım becerilerini geliştirmek konusunda iyi bir rol model olmamızı sağlayacaktır.

Negatif motivasyon sizi daha çok motive ediyorsa kısaca şunu diyelim: Siz tükendiğinizde bu çocuklarınızın kaygısını arttıracak, bunun etkileri çeşitli sorunlara yol açacak, onları da desteğe ihtiyaç duyar hale getirecektir :(

Seçim size kalmış; ya bugün kendiniz için bir şeyler yapacak, kendinizi bu tükenmişlik döngüsünden çıkaracaksınız. Ya da daha sonraki günlerde desteğe ihtiyaç duyan sadece siz değil, çocuklarınız ve bakımından sorumlu olduğunuz diğer aile bireyleri olacak.

Her zaman farkında olmasak da hayatımızda seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz, değil mi?