Çocuklarda Stres TepkileriÇocuklar, özellikle okul öncesi çocukları, stres altında olduklarını anlayamaz ve bunu söze dökemezler ancak davranışlarındaki olumsuz değişimlerden stres altında olduklarını tahmin edebiliriz.

Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Stres Tepkileri

Sık sık okuldan şikâyet ediyor, ağlıyor, gergin görünüyor, önceden zevk aldığı aktivitelere katılmaktan zevk almıyor, normalden çok veya az yiyor, her zamankinden daha çok veya daha az uyuyor, korkular geliştiriyor, bir yetişkin veya öğretmenin sürekli yakınlığını talep ediyorsa…

Bunlarında dışında çocuğunuz yoğun olarak stres yaşıyorsa:

  • Alt ıslatma, parmak emme, ani heyecanlanma, ana-babadan ayrılamama, tikler, uyku sorunları,
  • Kaçınma davranışı ve içe kapanma,
  • Genel bir kaygı hali, hayvanlardan ve yabancılardan korkma,
  • Tekrarlanan oyun ve ritueller,
  • Kendi hayal ettikleri şeylerle gerçek olanları  karıştırma.

Okul Çocuklarının Stres Tepkileri

Okul öncesi çocuklarının stres tepkilerine ek olarak derslere olan ilgisi azaldıysa, okula gitmek istemiyor, okul hazırlığı sırasında aşırı yavaş davranıyor, arkadaşlarıyla sık kavga edip kusuyorsa.

Bunlarında dışında çocuğunuz yoğun olarak stres yaşıyorsa:

  • Okul öncesi dönemdeki davranışlara gerileme
  • Tekrarlanan oyunlar, saldırganlık
  • Erkek çocuklarda özellikle silahlara, savaş oyunlarına vb.’ ye ilgi gösterme,
  • Kâbuslar, uyku sorunları, ayrılık kaygısı ve doğal olaylardan (yağmur ve rüzgar gibi) korku,
  • Dikkat ve konuşma sorunları, isyankar davranışlar, vücutta ağrılar.

Ergenlerde Stres Tepkileri

Ergenler de okul öncesi ve okul cağı çocuklarının verdiği stres tepkilerini verebilirler. Bunlara ek olarak, ergenlerde aileden fazla kopuk, öfke patlamaları, aileye karsı saldırgan bir tutum ve arkadaş çevresinin hızlı değişimi varsa,

Bunlarında dışında çocuğunuz yoğun olarak stres yaşıyorsa:

  • Dünya ve kendi gelecekleri hakkında olumsuz tutumlar,
  • Korkular, fobiler geliştirme,
  • Risk-alma veya duygularını davranışlarla dışa vurma davranışları (örneğin; okuldan kaçma, rasgele cinsel birliktelik, madde kullanımı).
  • İştah ve uyku sorunları, günlük etkinliklere karşı ilgi kaybı, okul sorunları,
  • Ana-babalarla çatışma ve tartışmaların aniden ve şiddetli bir şekilde artması.

Buna ek olarak tüm gelişim dönemlerinde

Eğer karın ağrısı, mide bulantısı, kalp çarpıntısı, bas dönmesi, sürekli tekrar eden solunum yolu hastalıkları, baş ağrısı gibi şikâyetleri arttıysa, bu durum özellikle stresli deneyimlerden önce örneğin önemli bir sınavdan önce oluyorsa, çocuğumuzun yoğun stres altında olabileceği aklımızdan geçmeli.

Çocuklar ve ergenlerin ev dışı ortamlardaki davranışlarını gözlemlemek de yoğun stresin işaretlerini anlamamıza yardımcı olur. Çocuklar ve ergenler ev dışındaki ortamlarda örneğin okulda veya arkadaşlarının evindeyken farklı davranabilirler. Bu nedenle okul, öğretmen ve diğer velilerle, gittikleri kursların eğitmenlerine  işbirliği içinde olmak önemlidir.

Bazen çocuklarımız stres tanımı yapamadıklarında, korku, kaygı, şaşkınlık, öfke, kafa karışıklığı gibi duyguları ifade edebilirler. Hatta kimi zaman “Ben başarısızım, beceriksizim” gibi kendileriyle ilgili olumsuz ifadeler kullanabilirler. Ebeveynlerin bu gibi konuşmaları dinleyip bunların stres belirtisi olup olmadığını kontrol etmesi gerekli.

Stres yönetimi ve stres kaynaklı problemlerin çözümü için psikologlardan yardım alınabilir. Psikologlar, stres kaynaklarını tanımlama ve stresle baş etme konusunda ebeveynlere ve çocuklara yardımcı olurlar.

Çocuklar için en büyük stres kaynağı aslında güvenli bağlanma hissini kaybetme korkusudur. Bebeklikten itibaren ebeveyn çocuk ilişkisinin karakteri bir çocuğun stresle baş etme mekanizmasını ne kadar geliştirebileceğinin belirleyicisidir. Araştırmalar ebeveyn -çocuk arasındaki bağlanma ilişkisinin, çocuğun daha sonra kendini ve duygularını düzenleyebilme kapasitesini etkilediğini göstermektedir. Bir bebek ebeveynleriyle kurduğu ilişki yoluyla kendi duygularını tanımayı ve diğerlerinin duygularını fark edebilmeyi öğrenir.

Eğer ebeveyn çocuk bağı güçlü ve sağlıklıysa, çocuk sevildiğini ve kabul edildiğini hissedecek ve yakınlık şefkat empati gibi değerleri anlamaya başlayacaktır. Aynı zamanda bu ilişki uygun dozda hayal kırıklığı, çatışma, utanç öfke gibi duyguları da barındırır ve bunlarla bas etmeyi öğretir. Çocuklarımız kendileriyle ilgili algılarını bu ilişki üzerinden oluştururlar. Stres zamanlarında kendini sakinleştirmeyi öğrenememiş bir çocuk olumsuz bir iç sese sahip olacaktır. Örneğin sınav öncesi yoğun stres altındaki çocuk kendi kendine “Bunu yapamayacağım, her şey mahvolacak, ben zaten başarısızım” diyecek, bu konuşmalar stresini arttıracak ve başarısız olma ihtimalini yükseltecektir. Dolayısıyla çocuklarımız için ebeveynleri tarafından her zaman sevileceklerini bilmek, değerli olduklarını hissetmek ve olumlu bir iç ses geliştirmek stresle bas etmeleri için onlara önemli bir duygusal kaynak sağlayacaktır.

Siz Ne Yapabilirsiniz?Stresin Etkileri

Stres yoğun ve uzun zamanlı yaşandığı zaman hatta göreceli olarak daha düşük seviyede var olsa bile, vücutta “zehir” etkisi yapan kimyasallar salgılanmasına sebep olur. Stres hormonu olarak da bilinen kortizolun görevi, stres tepkisi olan kaçma veya savaşma için vücudu hazırlamaktır.

Ancak yüksek dozda kortizolun hafıza kapasitesini olumsuz etkilediği ve bağışıklık sistemini zayıflattığı bilinmektedir.

Bu durum, bize iyi hissettiren seratonin, dopamin gibi kimyasalların etkisini azaltarak, yorgun, korku dolu, çaresiz, halsiz, hatta sürekli tehdit altında hissetmemize sebep olur.

  • Uyku bozuklukları
  • Konsantrasyon ve öğrenme güçlükleri
  • Akademik performansta düşüş
  • Tırnak yeme, boğaz temizleme gibi alışkanlıklar
  • Kas ağrıları
  • Bas ağrıları
  • Mide bulantısına sebep olabilir.

Siz ebeveynler neler yapabilirsiniz?

Okul öncesi dönemde:

  • Çocuğunuzu rahatlatmaya ve güven vermeye çalışın, sık sık sevip okşayın,
  • Uyumadan önce yanına gidin, başını okşayın, ninni söyleyin,
  • Oyun hamuruyla oynama ve boyama yoluyla duygularını ifade etmelerine fırsat tanıyın.

Okul çağında:

  • Duygularını ifade etmelerine yardım edin, sabırlı, ilgili ve esnek davranın,
  • Oyun oynamalarına teşvik edin, merak ettikleri şeyleri açıklayın,
  • Dikkatleri kolayca dağılabileceğinden okulda ve evde fazla çalışmalarını beklemeyin,
  • Basit ve yapılandırılmış görevler verin, ufak sorumluluklar almalarına fırsat tanıyın,

Ergenlik döneminde:

  • Aile ve arkadaşlarıyla duygularını paylaşmalarına ve ifade etmelerine yardım edin,
  • Kabul hoşgörü ve destek gösterin,
  • Gündelik faaliyetlere katılmalarını ve spor yapmalarını teşvik edin,
  • Okul başarılarıyla ilgili beklentilerinizi azaltın,

Bu yazı Pınar Mermer tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır. Her türlü soru görüş ve önerileriniz için: pmermer@psikolojistanbul.com