Erkekler Neden Konuşmaz
Kadınları anlamanın zor olduğu söylenir. Halbuki erkekleri de her zaman anlayabildiğimizi söyleyemeyiz. Çiftlere sorduğumuzda genelde iki taraf da aynı şeyden yakınır; erkekler kadınların gereğinden fazla konuştuğunu, kadınlar ise erkeklerin sözlü iletişim kurmakta eksik olduğunu söyler. Kadınların daha çok konuştukları bilinse de,bazı araştırmalar bunun çok da doğru olmadığını gösteriyor.
“Ben konuşuyorum, problemlerimizi çözmek için çaba sarf ediyorum, fakat onun yaptığı tek şey var: susmak!”
Evet birçok erkek bunu yapar. Yemekten sonra, salonda otururken, arabanın içinde, hatta siz annesi hakkında tartıştığınız zaman bile! Ve özellikle yaşanılan bir problem varsa, susma hakkını kulanmaya en yatkın olanlar erkeklerdir. Kadınlar ise genelde sorun hakkında konuşmayı tercih eder.
Şunu da belirtmek gerekir ki, erkekler konuşmak istediklerinde kadınların biraz geri çekilmeleri gerekir. Fakat dürüst olalım: iletişim konusundaki isteksizlik ağırlıklı olarak erkek davranışıdır.
Peki bunun altında yatan neden nedir?
Eğer erkeklerin sessizliği bir sorun olarak görülüyorsa, yapılması gereken ilk şey onları anlamaya çalışmak. Bu konuda yardımımıza koşan Psychology Today, erkekleri sessizliğe iten 5 nedeni incelemiş:
1. Erkekler Konuşmaya İnanmıyor
Belki de bu sebep, erkeklerin sessizliğinin en temel nedeni. Birçok erkek, ilişkilerinin dinamiklerini tartışma esnasında dezavantajdadır, çünkü genelde kadınlar bu konuda daha idmanlıdır. Kadınlar ilişkileri hakkında konuşma konusunda erkeklerden daha fazla istekli olur.
Bir diğer dezavantaj da, erkeklerin bir konu hakkında tartışmayı daha kadınsı bir davranış olarak düşünmesi. Ve eğer kadınların tartışmalarına fazla dahil olurlarsa, alay konusu olabileceklerini düşünüyorlar. Bu tip kökleşmiş cinsiyet kurallarını (gender rules) yıkabilmek bir hayli zor görünüyor.
2. Fırsat Verilmediğini
Erkeklerin birçoğu, kız arkadaşlarıyla ya da eşleriyle tartıştıklarında kendilerini daha haksız hissettiklerini itiraf ediyorlar;
“Tartışmaya o hazırlıklı geliyor, fakat ben değilim. “
“Her söylediğimi ve yaptığımı hatırlıyor gibi görünüyor. Benim zihnim böyle çalışmıyor.”
“Konuşup bir sonuca vardığımızı düşündüğüm konuları tekrar önüme getiriyor. Buna karşı nasıl kendimi savunurum bilemiyorum.”
Bu tip erkekler, ağızlarından çıkan her kelimenin kendilerinin başını derde sokacağına inanır. Konuşmak onları eleştiriye ve utanma duygusuna karşı daha savunmasız hissettirir, bu sebeple de kendilerince en mantıklı şeyi yaparlar: konuşmazlar.
3. Kızgınlık Hali
Evet bazen erkekler sus pus olur, bunun da nedeni kızgın olmalarıdır. Birçok erkek için öfke; rencide edildiklerinde, eleştirildiklerinde, saygısız olarak adledildiklerinde, yalnız kaldıklarında ya da üzüldüklerinde verdikleri standart bir tepkidir. Öfkelerini harekete geçiren şeyin ne olduğunun farkına varılması biraz zaman alabilir. Bunun hakkında konuşmaya hazır olana dek, sessizlik belki de en güvenli seçenek.
4. Tartışma Acı Verir
Kadınların büyük bir kısmı, erkeklerin gözünde ne kadar değerli olduklarının farkında değildir. Mutsuz kadınların birçoğunun (erkeklerle) acı hatıraları vardır. Eski mevzular tekrar ortaya çıktığında, erkekler kadınları mutlu etmeyi başaramaz. Bu yüzden erkekler uğraşmaktan vazgeçer ve sessizliğe bürünür. Onlar için pasif olarak bir şeyler yapıp işleri kötü hale sokmak, konuşup isleri berbat etmekten daha iyidir.
5. Geçmiş Ele Geçirir
Erkekler hakkında genellemeler bir noktada iyi ve faydalı olabilir, fakat bireysel faktörlerin daha önemli olduğu unutulmamalıdır. Erkekler de en az kadınlar kadar geçmişleriyle ilgili savunmasızdır. Geçmiş deneyimleri kullanan zihin şu anki davranışlarımızı oluşturur. Geçmişteki yasadığı tecrübeler sayesinde zıtlaşmanın tehlikeli olduğunu öğrenen bir kişinin, su anki sessiz hali anlaşılabilir. Bu “susma” stratejisi belki o an için ona fayda sağlamıştır, fakat su anki durumu için işe yaramıyor olabilir. Geçmişte bizi güvende tutan davranışlar, değiştirilmesi en zor olanlardır. Anlamak ve aşmak için özel efor sarf etmek gereklidir.
Huzur ve mutluluğumuz için; önce kendimizi, sonra da birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Tüm bu nedenleri bilmek bizi empati kurmaya bir adım daha yaklaştırır.
Çeviri: ruhdoktoru.com
Kaynak: Psychology Today